İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Bayraklı Adliyesi önünde başlattığı ‘Adalet Nöbeti’ni bugün de sürdürdü. 25 Kasım Cumartesi günü Konak’tan Cumhuriyet Meydanı’na düzenlenecek ‘Demokrasi Yürüyüşü’ öncesi Bayraklı Adliyesi’nde “Herkes için adalet, adalet için demokrasi” pankartı arkasında son kez Adalet Nöbeti’nde bir araya gelen İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nin eylemine İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, Büro Emekçileri Sendikası (BES) İzmir Şube Başkanı Mustafa Güven, CHP İzmir İl Sekreteri Özlem Ünsal, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın da katıldı. “Hak, hukuk, adalet”, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganlarının atıldığı nöbette, “Siyasi iktidar, elini yargıdan çek”, “Hukuk skandalı değil, darbe girişimi”, “Anayasa Mahkemesi kararları kesindir”, “Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir” dövizleri taşındı.
“BU ÜLKEDE HAKSIZ YERE SİYASİ TUTSAK ALINANLAR VAR”
Nöbette konuşan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, şu açıklamayı yaptı:
“Eskiden çocuklarımızın ansiklopedileri vardı, onları geçecek kadar adaletsizlik var. Hangisinden bahsetsek diyoruz, hiçbir şeyden bahsetmeden bir cümleyle sözü özetlemek istiyorum: ‘Bozuk düzende sağlam çark olmaz’ diyorlar. Evet, düzen bozuk, sağlam çark yok. Her yerde adaletsizlik var. Vergide adaletsizlik var, yargıda adaletsizlik var, sağlıkta adaletsizlik var. Kendi yurdunda yurtsuz kalan öğrencilerde adaletsizlik var, öğrencilere uygulanan adaletsizlik var. Var olan yurtlarda ölümle, iş cinayetleriyle, iş kazalarıyla ölen öğrencilerimiz, işçilerimiz var. Adaletsizliği sıralamaya kalktığımızda gerçekten bu ülkenin yüz akı insanlar Gezi tutsakları, Osman Kavala, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve insanları birçok kez sayacağımız tutsaklar var. Selahattin Demirtaş var. Bu ülkede haksız yere siyasi tutsak alınan hükümlüler var. Onlara buradan saygılarımızı, sevgililerimizi ve onlarla birlikte yüreğimizin attığını göstermek için kocaman alkışlarla onları buradan selamlıyoruz.”
“YARGI DARBESİNE KARŞI YÜRÜYECEĞİZ”
“Yani tam bu adaletsizliğin ortasında, adaleti isteyenlerin yan yana olması gerçekten çok önemli. Özellikle son dönemlerde Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını tartışmaya açmak, Anayasa’yı değiştirmek için yetmedi daha da delmek için harekete geçen AKP iktidarı en son Can Atalay’la ilgili vermiş olduğu kararı, yüksek yargının diğer kararı olan Yargıtay’da reddederek Anayasa Mahkemesi’nin üyelerine suç duyurusunda bulundu. Bugün aldığımız bir bilgiye göre; Anayasa Mahkemesi hakkında suç duyurusunda bulunulduktan sonra bir cumhuriyet savcısı görevlendirilerek soruşturma açılacağı kulağımıza gelen bilgiler arasında. Tam da bu noktada, eğer siz, sizi Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtan, yargının tartışılmaz olan Anayasa Mahkemesi’ni tartışır hale getirirseniz, oturduğunuz koltuklar da tartışılır hale gelir. Tam da bu noktada yargı darbesine karşı yürüyeceğiz. Emek meslek örgütlerine yapılan saldırılara karşı yürüyeceğiz. Emekten, halktan yana bir bütçe yapılmadığı için yürüyeceğiz. Gelirde ve vergide adalet sağlanmadığı için yürüyeceğiz. Kadına yönelik şiddet politikalarına karşı yürüyeceğiz. Savaşa karşı barış için yürüyeceğiz. Sadece ülkemizde değil, tüm dünyada ‘Savaşa hayır’ demek için yürüyeceğiz. Asansör kazalarında yurtsuz kalan öğrenciler için yürüyeceğiz. Asansör kazalarında yurtsuz kalan öğrenciler için yürüyeceğiz. Gericileştirme politikalarına karşı laiklik için yürüyeceğiz. Temel hak ve özgürlükler için yürüyeceğiz. O kadar çok ki yürüyeceğimiz şeyler, eğer bugün sessiz kalırsak yarın sıranın kime geleceğini bilmek için, yan yana durmak için, sarı öküzü vermemek için yürüyeceğiz.”